Sayın Başkan öncelikle Ali Safa Şen kimdir kısaca kendinizden bahseder misiniz? Seyyar Tuhafiye İşportacılar Odası’nın kapsamını ve faaliyet alanlarıyla ilgili bilgiler verebilir misiniz? Öncelikle hoş geldiniz.
Esnafın sorunlarına kulak veren böyle bir programı gerçekleştirmiş olduğunuz için sizleri tebrik ediyorum.
Ben Ali Safa Şen Eskişehir Sivrihisar nüfusuna kayıtlı birisiyim. İlk, orta, lise ve yükseköğretimimi Eskişehir’de tamamladım. Eskişehir Matematik Fakültesi mezunuyum. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum. Esnaflık hayatıma Eskişehir’de başladım ve şu anda da devam ediyorum. 2010 yılında Eskişehir Seyyar Tuhafiyeciler ve İşportacılar Odası’na başkan olarak seçildim.
Eski İstanbul resimlerine yansıyan şık giyinmiş insanları hatırlatıp usta ellerden çıkan elbiselerin daha değerli olduğunu vurgulayan Şen, “Giyinmek gerçekten bir sanattır. İnsanlar kıyafetiyle karşılanıp, güzel sözüyle uğurlanmasını isteriz”
şeklinde konuştu.
Hala odamızın başkanlığına devam ediyorum. Bu arada 2022 yılının 12 Haziran’ında da Türkiye Terziler Federasyonu Genel Başkanlığı’na seçildim, şu anda o görevimi de devam ettiriyorum. Esnafımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Eskişehir Seyyar Tuhafiyeciler ve İşportacılar Odası’nın şu anda 550 civarında üyesi bulunmaktadır. Odamıza kayıtlı olan esnaflarımızın meslek kolu yelpazesine baktığımızda 30’a yakın çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren esnaflarımızın kayıtlı olduğu gerçeği var. Halı satandan, zücaciyeye, tuhafiye ticareti yapan, halı yıkayan sektörlerde ticari faaliyetlerini sürdüren esnaflarımızı bünyemizde barındırmaktayız. Tabi ki bu kadar büyük yelpazede esnaflarımızın da çok çeşitli sorunları oluyor. Kesinlikle esnaflarımız sorunlarını ilettiklerinde elimiz yettiğince çözmeye, ticaretlerini sürdürmelerine, para kazanmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çırak yoksa kalfa da usta da yok Sayın Şen siz aynı zamanda Türkiye Terziler Federasyonu Genel Başkanı olarak da çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Tuhafiye ve terzilerin ne gibi sorunları var. Bu sorunların çözümü konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Yelpaze geniş olunca esnaflarımızın çok çeşitli sorunları oluyor. Sorunları ilgilendiren kurumlar ile esnafımız arasında aracılık yapıyoruz. Yerelde baktığınızda tuhafiye esnafının sorunları ile Türkiye genelindeki esnafların sorunları örtüşüyor. Sorunları kategorize ettiğiniz zaman devlet ricali ile ilgili bazı sorunlar olabiliyor. Öbür kategoriye baktığınız zaman da yerelle ilgili sorunlar olabiliyor. Yerelle ilgili sorunları zaten belediyeler, kamu kurumları, kooperatifler ile işte olan standart sorunları bize ilettiklerinde çözümleyebiliyoruz. Bu sorunlar ne? Zabıta ile harçlar ile ilgili sorunlar oluyor, lokal işyerinin olduğu yerde sorunlar oluyor bunları biz kendimiz çözmeye çalışıyoruz. Sorunlar çözüldükçe minimize oluyor, dolayısıyla esnafımıza bir kolaylık geliyor. Türkiye çapında terzilikle ilgili baktığınız zaman maalesef şu anda terzilik mesleği git gide geriye gitmeye başladı. Federasyonumuzda 152 oda, Türkiye çapında da 101 bin üyemiz var. Meslek kollarının içinde terziler odası ama kayıtlara baktığınız zaman terzilik mesleğine kayıtlı üye sayısı hızla düşüyor. Terzilik mesleği artık yavaş yavaş tamirat ve tadilat mesleğine dönmeye başladı. Bunun çeşitli etkenleri var. Ülkemizin ekonomik krizinden tutunda insanlarımızın kendi bünyelerinde yaptıkları tasarrufa kadar nedenler var. Bizim asıl istediğimiz terzilik mesleğinde insanların siparişe yönelmeleri. Sipariş dediğimiz insanlar kumaşını alıp bir terzide kendi vücutlarına uygun kendi istedikleri kreaksiyon da giyebilecekleri elbiselerini diktirmeleri. Yani sipariş terziliğinin ön safa geçmesini arzu ediyoruz. Bu bayan olur, erkek olur fark etmez. Ama siparişinde çoğalabilmesi için insanların konfeksiyondan ziyade sipariş giyimi tercih etmelerini önemsiyoruz. Ancak burada bir konuya dikkat çekmeliyim. Artık meslekte çırak yok. Çırağın olmadığı yerde kalfa ve ustanın yetişmesi de mümkün değil, İleriki tarihlerde bizler tamirat ve tadilat yaptıracak, sipariş elbiseyi yaptıracak ustamızı bulamayacağız. Çünkü başta terziliği bilen insanlar tamirat ve tadilatı yapabilir. Şimdi siz çırak yetiştirememişsiniz, kalfa yetiştirememişsiniz bunun neticesinde tadilat ve tamiratı yapacak terziyi bulamayacaksınız demektir. Ben göreve gelirken üniversitelerde sipariş terziliğe yönelik bir kürsünün açılması, meslek liselerinde de bunun açılması gerektiğini söyledik. Eğer çıraklıktan yetiştiremiyorsak, meslek liselerinden ve üniversitelerden sipariş terzilik yapabilecek gençlerimizi yetiştirebilmeliyiz. Gençlerimizi özendirmeliyiz. Bugün berberler çok rahat çırak bulabiliyor ise, terziler bulamıyorsa bunun nedenini araştırmak lazım. Burada ailelerin de çocuklarını terziye çırak vermeyi düşünmemelerinin yattığını söyleyebilirim. Çünkü terzilik mesleğinde bir istikbal, gelecek kurabileceğinden emin olurlarsa çocuklarını yönlendirebilirler. Terzilikte aileler böyle bir şey göremedikleri için yönlendirmiyorlar. Bunun için bizler de terziliği tercih edilebilir meslek haline getirmek için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Terzilik mesleği bitme noktasında Terzilikte tabi ki çok ciddi sıkıntılar var. Biz bunları yukarıya iletiyoruz. Bunlardan biri mesela bir konfeksiyon mağazasında KDV oranı ile bir terzinin KDV oranı farklı. Siz konfeksiyonda yüzde 10 KDV öderken, terzilikte bir emeğinde yüzde 20 KDV ödüyorsunuz. Bu terzilik mesleğinde çok ciddi bir sıkıntı. Terzilik mesleği kaybolmaya yüz tutmuş meslek arasına alınıp vergi muafiyeti getirilse de mesela kira stopajı hala yüzde 25. BAĞ-KUR’u Sosyal Güvenlik Primi şu anda 8 bin liralar seviyesinde. Gerçekten çok cüzi paralar kazanıp, giderleri de bir o kadar yüksek olunca sıkıntı oluyor. Elektriğinde, suyunda bir indirim yok. Devlet sadece vergi alacağından feragat etti. Bunlar yetersiz, biz bunların düzene sokulmasıyla ilgili Ankara Federasyon’u olarak çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Türkiye genelinde Ticaret Odalarına kayıtlı olanların dışında 2 milyon 250 bin küçük esnaf var. Bu 2 milyon 250 bin esnaf devlete yük olan değil kendi ayaklarının üzerinde duran bir grup. Bunların çok ciddi bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. Dediğimiz sebeplerden dolayı desteklenmesi lazım. Şöyle anlatayım. Bir terzi çırağı mesleği öğrendi, askere gitti geldi, bir terzi dükkânı açmaya karar verdiğinde bunun bir takım ciddi masrafları var. Borçla dertle dükkânı açıyor. Bu borçları dertleri bitiriyor bu sefer aile düzeni kurması gerekiyor. Evlilik masrafları bitiyor, çocuğu oluyor, çocuğunun tahsil hayatı, onun eğitimi, evlendirmesi dersen elinde üç beş kuruş parası olmadan yaşı yetmişe, yetmiş beşe geliyor. Ondan sonra emeklilik günleri geliyor 9 bin iş gününde emekli hakkı elde ediyor. Tamam emeklilik hakkını elde etti ama elde yok, avuçta yok. Siz şimdi buna da devlet olarak 9 bin gün pirim ödeyerek emekli ettiğiniz terziye 10 bin lira emekli maaşı bağladığınızda, zaten adamın dükkânında bir şey yok kapattı, zaten adamın elinde bir şey yok 10 bin lira ile geçinme şansı yok. Devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmiş, istihdam sağlamış bir terziye 10 bin lira ile geçin dediğiniz zaman çoluğuna çocuğuna mahkum ediyorsunuz. Burada da çok ciddi adaletsizlikler var. Devlet emekli gün sayısını bağlar devlet bazı meslekleri kategorize etmeli. Şimdi devlet vergi affı, SSK affı getiriyor. Ama bakın 2 milyon 250 bin esnaftan kaçı bunları ödememiştir. İnanın sayının içinde bu esnaf gerçekten çok cüzidir. 16 milyon 500 bin emeklisi olan bir ülkede BAĞ-KUR’dan emekli olan esnaf sayısı, çiftçiyi falan saymıyorum 2 milyonu geçmiyor biliyor musunuz. Bu prim gün sayısını 7 Bin 200’e düşürdüğü zaman emekli olacak insan sayısı 2 milyon kişinin arasında 150 bin ile 300 bin arası bir esnafımız emekli olabilir. En büyük derdimiz AVM’ler Son olarak hem bir oda hem de federasyon başkanı olarak yapılacak olan yerel seçimler sonrası yeni başkanlardan beklentiniz nedir, üyelerinize ve meslektaşlarınıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz? Seçimler ile ilgili şöyle bir sıkıntı var. Biz oda başkanları, yöneticileri olarak esnaflarımızın sorunlarını çözüm mercilerine iletiyoruz. Bu devlet kurumları olabilir, bizimle ilgili üst kuruluşlar olabilir, sorunlarımızı iletiyoruz. Biz aracıyız sorun çözmeye çalışıyoruz. Ancak seçim noktasına geldiğinizde hiçbir kurumda olmayan şeyler bizim oda yöneticilerimize uygulanıyor. Bu da nedir? Siz bir yerden aday olacaksanız, aday adayı olacaksanız bulunduğunuz yerden istifa etmek zorundasınız. Geri dönüşünüz de yok. Burada bizim odalarımızın seçimler ile ilgili önü kesiliyor. Bizler bu sebeple seçimlere sadece seçmen olarak, eli kolu bağlanmış şekilde girebiliyoruz. Bir kere belediye meclis üyeliklerinde, başkanlıklarda olmayabilir, il genel meclisinde mesleki sivil toplum kuruluşlarında görev yapanların istifa etmeden seçilmelerinin önü kesinlikle açılmalıdır. Çünkü birinci elden birinci ağızdan sorunların çözümüne katkı yapabilelim diye. Bunu gelecekte seçilecek başkanlarımızdan da isteyebiliriz. Bugüne kadar bizim esnaf adına götürdüğümüz sorunları ellerinden geldiğince çözmeye çalıştılar. Halkın tercihine saygı duyuyoruz, kimi seçerse seçsin. Gelecek başkanlarında esnafın ticaret yapma yönünden önlerini açmalarını istiyoruz. Esnafımız rahat ticaret yaptığında halkımız da rahat alışveriş yapabilir. En büyük sorunumuz neydi özel günlerden önce mahalle aralarında ticari kaydı olmayan bazı insanlar bir takım ürünleri satmaya çalışıyorlardı. Bunları anlata anlata küçük lokal araçlarda karakollar oluşturularak bu sorunların çözümü sağlandı. Biz gayri yasal hiçbir şeyi istemedik, istemeyiz. Bizim en büyük derdimiz AVM’ler, yerelde de, genelde de AVM’ler. Biz hükümetten perakende yasasını çıkarmasını istiyoruz. Bu yasayı çok önemsiyoruz. Bu yapılırsa ticari hayatımız çok farklı anlamda düzene sokulacağını düşünüyoruz. Benim esnafımız köyden annesinden getirdiği sütü dükkanında satamıyor, ama AVM’ye baktığınız zaman her türlü ürünü satıyor. Bunlara bir çeki düzen verilmesi lazım. Küçük esnafımızın sıkıntıya girmesine sebep oluyor. Esnafımız iş yerlerine sahip çıksınlar. Sorunlarına her zaman çözüm üretmek için çalışıyoruz. Biz de esnaflarımıza sahip çıkıyoruz